1 Kasım 2008 Cumartesi

erol manisalı bıçak sırtı

Erol Manisalı liberalizmi anlatırken öyle bir yerinden tutuyor ki, her halde hiçbir yerde uygulanmamıştır. Çünkü Amerika da Avrupa da ve Japonya da yapılan Ulusal bir liberal politikadır, bize dayatılan bu eleştirilerin muhattabı olan liberalizmdir. Liberalizm bir devlet düzenidir, devlet politikası olmadan liberalizm diye birşeyde olamaz zaten; bu yazar ve düşünürler nerede hata yapıyorlar düşünmek lazım.

Kısacası eleştirim yazara karşı bir husumet beslemeyen sadece bir tartışma biçimindedir.

Liberalizm, Faşizm, Aslanlar ve Ceylanlar -Erol Manisalı- (yeşil bölümler yazara aittir)

Doğadaki denge dayatmacı ve belirleyicidir. Aslanın ceylanı yemesi, doğal düzenin ve dengenin özünü oluşturur. “Fizyokratlar” iktisadı, doğal dengenin oluşumu içinde değerlendirdiler.

O halde sosyalizmi abartarak ve en katı haliyle belirtip karşı çıkanların üsluplarına uzaylıymış gibi bakmamaları gerekir, eğer ki bir insan bu biçimde liberalizmden bahsediyorsa.. Sosyalizm fukaralığın tek nedenidir gibi bahsedebiliriz mesela, fakirlikte eşitlik, yoksulluk dini, katı baskıcı, kısıtlayıcı, daraltıcı, bunaltıcı, yorucu, kuru, kokusuz, dokusuz, silik, içe kapalı, duygusuz, tekelci, monorşik, totaliter, hayalet krallık, zombi krallık, görünmez burjuvazi, şeytanın en kurnaz siyasi oyunu, ezilenler değil ezikler.. vesaire vesaire..

İktisadi oluşumları da, “doğadaki denge gibi kendi doğal akışı içinde bırakarak”, en iyi sonucun elde edileceğine inandılar. Klasik iktisat, bunun devamı oldu. Liberal (özgürlükçü) iktisat bunun üzerine kuruldu.

İktisadi tarafı belirli bir zümrenin egemenliğini reddediş olarak doğdu, ekonomik özgürlük, mülkiyet hakkı gibi. Teorisyenler ve uygulamalar çeşitlendikçe sadece bununla tanımlanır oldu liberalizm. Yani liberal ekonomi kral hazinesini reddediş olarak doğdu ve temellendi.

İşleri (piyasayı) kendi haline bırakmanın, iktisatta da doğadaki gibi, “dengeyi sağlayarak sorunları çözeceği” sanıldı. Aslanlar her zaman ceylanları yemeli ve denge bu yolla gerçekleştirilmeliydi…

Bu sistemde uygulanmadı değil sosyalizmdeki gibi aynen birçok deneme yapılmıştır. Ancak güçlü bir ülkenin işine geliyorsa politikası buna razıysa bu tür yanlış uygulamalara girişebiliyor. Ancak küreselleşme ayrı ve ahlaklı bir biçimde ayıklanamamış bir konudur.

- Liberal (özgürlükçü) anlayış kamusal, toplumsal ve toplumcu müdahaleyi reddeder. Liberallere göre iktisadi olayları, “kamu yararını göz önüne alarak yönlendirmek yanlıştır”.

- liberaller , “toplumsal ve toplumcu düşünce ve uygulamalara şiddetle karşıydılar”.

yanlış bir düşünce:
Ayrıca sosyal devlet - toplumculuk zaten liberalizmin doğuşunda vardır, kimse kendini kandırmasın ve birde kandırmaya çalışmasın komik oluyor.


Neo liberalizm (yeni özgürlükçülük) aslında, “özgürlüklerin arkasına saklanmış faşizmi” temsil etmektedir. 20. ve 21. yüzyıllar bunun örnekleriyle doludur.

Bu liberal düşünce olarak tam bir saçmalıktır, neo liberalizm başka birşey; liberal ülkeleri avlamanın ve tutsak etmenin, zayıf ülkeleri sömürmenin evrensel yolu. Bu dünyada iş yapabilmek istiyorsan önüne bir liberal getir yeter; karşı bir düşünce mi fark etmez, sen getir..

- Aslanlar avlarını (gıdalarını) elde edebilmek için her yere serbestçe girmeliydiler. Yeni liberalizm böyle bir özgürlükler düzeniydi. Aslanlar özgürce saldırabilmeliydi. Serbest piyasa, “düz ova” anlamına geliyordu, zayıflara korunacak bir yer bırakılmıyordu.

Yazar çok duygulanmış ve seneryo müthiş, yazarın gerçekleri ya da olayları yorumlamasında problem yok, aksiyon, gerilim okey, ancak darılmasın yazar; çünkü o da liberal düzenin olması gereken biçimini anlatmıyor. Sadece uygulananların kötü kısımları.. ne iyi olanlar var ne de aslında bu sistemde olması gerekenler.

Yeni liberalizm yalnızca vahşi kapitalizmin önündeki engelleri kaldırmıyordu. Dinci bir düzen kurmak isteyenler de yeni liberalizme dört elle sarıldılar. Sadece aslanların değil şeriatçıların da yolu açılıyordu. Bir tek koşulla; aslanlara hizmet vermeli ve onların işlerini kolaylaştırmalıydılar.

Bu kötü oldu işte diyeceğim, ancak sizin diğer dediklerinizi liberalizm olarak gören birisi olsam derdim ki korkmayın hocam nasıl olsa onlarıda yer..


Burdaki yanlış, yani bu düzende Devletçe yapılan yanlış vardır; o da özel girişimin kolaylaştırılmaması, işte liberalizmi burda zincire vuruyorlar. Bu yüz kişiden beşine eğitim vermeye benziyor; o ülke ilerlemez. Bunu içlerine sindiremeyen patronlar ve ikdidarlar vardır. Halk adına değil patronlar adına liberal politika var, düzenleme onlara göre. Bu ayrıntıyı yazarlarımızın görmesi dileğiyle...

Açıkçası liberalizm olcaksa böyle olsun demekteyim, madem liberalizm..

Üretim kısırlaştırılmakta, elinden her iş gelebilen halkın eli kolu bağlanmaktadır.

Yazar köşe yazısının diğer kısımlarında klise otoritesini ve halkın üstündeki baskıyı reddederek doğmuş liberalizmle, dinciliği iç içe geçirmiş vaziyette, belli ki birazda edebiyat yapmakta..

Aynı zamanda yazar birçoğunun yaptığı hatayı bilerek veya bilmeden yapmakta, kapitalizm ve liberalizm aynı şeyler değildir. Liberalizm ideolojik bir kavramdır. Uygulamaya geçilince ekonomiye yansıyan tarafının uç kısmı kapitalizm olarak adlandırılıyor. Ancak liberalizmin böyle bir vaadi yok, bu fikir babalarının yaydığı düşünceler olsa gerek. Liberalizm belirli bir otoritenin tüm ekonomiyi yönetmesine karşıdır ve doğuşundaki nedenlerden biridir.
Baskıcı,akılsız,ilkel,dogmatik rejimlere karşı doğmuştur. Liberalizm asla kafasında tacı olamayan ancak Monarşi ve Totalitarizm ile hüküm süren komünizme ve onun ılımlı kardeşi olan tekelci sosyalizme aldanmaz, onu her gördüğü yerde tanır. Ilımlı sosyalizm mi? Böyle birşey yoktur o artık liberalizmin ta kendisidir aslında. Liberalizm bir kalıp değildir ki, kalıplarla ve keskin hatlarla ayrılacak en son siyasi ve sosyal yapılanmadır. Bir yerde demokrasi, cumhuriyet,çağdaş düzen, bilim, eğitim, toplumculuk varsa orada liberalizm var demektir. Bu şuna benzer kötülük yapan bir insana bu da insan mı, bunu yapan insan değildir deriz. İşte buradaki gerçeklik ne ise orada da öyledir. İnsandır, ancak yapılan insanlık değildir. Bunun gibi liberal bir organizmanın içinde diye bunu liberal yapabiliriz, ancak yapılan liberalizm değildir.

Atatürk liberalizmi en iyi uygulayan devlet adamıdır. Bu sebeple liberalizm olarak görülmedi. Ancak Atatürk en iyi ve gerçekçi olarak Atatürkçülük ideolojisi ile anlatılabilir; ancak onu tutupta liberalizmle anlatamazsak sosyalizm ve komünizmle hiç anlatamayız.

İşte böyle kavramlar, kelimeler ve yorumlar; dikkatli bir gözden bu gerçekler gizli kalmayacaktır.