5 Kasım 2008 Çarşamba

Uretim ve Ozel Girisim

Üretim ve Özel Girişim


Eğer ki devletin müdehalesi olmayan serbest bir model olursa tüm halkın özgür girişimi kısıtlanmış olacaktır, dolayısıyla bu liberalizm değildir, bunu zeki bir insan tekil insanların özgürlüğü olduğunu bu sebeple liberalizm demek olamayacağını, özgürlük olmadığını görür.


Özel girişim zaten yok mu, diye soracak olursanız, olan şudur; özelin özeli girişime destek var, yani sadece patronların yayılmacı etçil siyasetine izin var. İşte yaşananlar tüm bu ekonomik nedenle yaşanıyor. Sanmayın ki piyasalar kendi yolunu bulabilir düzende işliyor, hayır bu hiç yaşanmadı sadece böyle bir durumun içindeki zararlı kısmı yaşanıyor. Devletin müdehalesi ülkemizde şöyle var; patronlara izin, küçük girişimcilere yeni yatırımcılara zorluklar engeller var. Bu küçük dediğimiz, yeni dediğimiz yatırımcı biziz, ülkenin %90 ıdır.

Ben elimi kolumu sallayarak dışarıya çıkmalı ve taş toplayarak mağazamı inşa edebilmeliyim, sermayemin izin verdiği kadar işimi büyütmeliyim. Böyle birşey yoksa neoliberalizm bile yoktur.. Yani sadece güçlünün yanındaki bir neoliberal politika var. Bunun yıkılması gerekiyor halkın güçlü, çeşitli tohumları özgürlük çiçeklerini açmaları gerekiyor, cennet meyvalarını topraklarının her karışında üretmeleri gerekiyor. Birde bunun üstüne devletin desteğini düşünün.. bazıları diyecek ki sen sosyalizme evrim geçirtiyorsun veya ona çok benzeyen ancak çok daha güçlü, esnek, uygun bir politika. Doğru aranan zaten basitçe anlattığımız bu durumdur, tüm bu sosyalist kuramların ataları böyle basit hayaller ve gerçeklerle yola çıkıp deyim yerindeyse işleri büyütmüştür. İdeolojilerle karıştırılan, karman çorman edilen asıl mesele çoktan öte dünyayı boylamıştır bile..

Devletin desteğini beklemek, böyle bir oluşumda gösteriyor ki neoliberal bir anlayışa izin yoktur. aynı zamanda her dönem tüm halkın girişimini, üretimini korumak ve geliştirmek içinde Devletin sert müdehalesi şarttır. Devlet sadece halkın ekonomisiyle, düşüncesi arasındaki özgürlüğe sert-katı bir müdahale yapmamalıdır. Yani ekonomiye sert bir müdahale yapabilir; ancak ekonomideki ve üretimdeki özgürlüğe kısıtlayıcı-sert bir müdahale yapmamalıdır.

Şimdikiler sanmasın ki sert müdahaleyi neo liberal politikalar yapmıyor, görüyoruz; çiftçiye, köylüye, üreticiye neler dayattıklarını.. yabancı ekonomi karşısında küçük düşürüldüğünü.. şimdi soruyorum: Gerçekten Devletin liberal dediği, katı devletçilik değil dediği politika bu mudur? Bu güçlüyü koruyan katı devletçi bir uygulamadır.

Devlet devlet gibi varolmalıdır. Halk için, halk adına. Büyük başlar ülkeyi yönetiyor. Zekiler değil.. Nasıl iktidarda olacağını bilenin bilgisi hüküm sürüyor. Zekanın yeri yok Türkiyenin iktidarında.. Süslü sözlerin, aldanışların, halkın anlamadığı yalancılığın, dolandırıcılığın ikdidarı var.

Halkın anladığı dilde siyaset güdün; bu halk sadece gerçekten anlar. Sanmayın ki halk koyun sürüsü, bu ancak kendini çok bilgili sananların kanaatleridir. Bu Halka doğruyu gösterdin mi, onu elinde tuttumu artık bırakmaz.

Bu millet hangi taşın altında kaç atom var diye sormuyor; gerçekler şöyle dursun bana doğruları verin diyor.. Bu hangi millette vardır!.. Doğruluk, gerçeklik, şuur burdadır; erdem, uygarlık burdadır.. Yeter ki millet doğruyu elinde tutsun.

Tüm halkın el birliğiyle ülkeyi ilerletmesi sanılmasın ki çok zor; zor olduğunun gerçekliği bu sistemdedir. Bu sistemle zor bile değil, imkansız..

Millet kendi üretimini yapacak gücü ve teşviği bulamıyorsa bu devlete devlet denmez, patronlarla beraber yasak meyvayı yemiş sonrada birbirlerine düşman olarak cennetten kovulmuş günahkarlar denir. Halkın ekonomiye katılımını sağlamakla işler yoluna girer, yani tüm halkın eşit bir politikayla üretime katılması sağlanmalıdır.

Bir anda görülür ki tüm bozkırlar yeşermiş, en ücra köşede bile bilim ve sanat yükseliyor!.. İşte böyle bir düzende devletin bir biçimi vardır.

Özgür bir devletimiz yok serbest bir devlet var.. işte bu yüzden sürüleşmiş bir devlet..

Devlet herşeyde olmalıdır, ancak herşey olarak değil. Herşeyin yerine geçmeye çalışarak değil; o zaman devletin bir manası kalmaz. Ancak Devlet başıbozukluğa izin vermemelidir. Bi kaç gurubun değil tüm halkın özgürlüğünü ve hakkını savunmalı, yasaları, uygulamaları buna göre şekillenmeli. Şuda anlaşılmalıdır ki özgürlük hakkıyla kendini zicire vurmayı değil, gerçek özgürlüğü savunmalıdır. Demokrasi adıyla, seçim yoluyla ülkeyi batırma kararı alınamayacağını bilmek ve bunun demokrasi olmadığını anlamak gerekir.

Hiç yorum yok: