9 Kasım 2008 Pazar

Atatürkçülük

Atatürkçülük

Atatürkçülük; temel ilkelerini Atatürk’ün belirlediği,
Türk ulusunun, akıl ve bilimin yol göstericiliğinde ileri bir toplum olarak çağdaş uygarlık düzeyine erişmesini, tüm insanlığın içinde bağımsız, eşit ve şerefli bir biçimde yer almasını amaçlayan bir düşünce sistemidir. Kemalizm olarak da adlandırılan bu sistem, Türk toplumunun gereksinim ve isteklerinden doğmuş; devlet yaşamına, düşünce yaşamına, ekonomik yaşama, toplumun temel kurumlarına ilişkin gerçekçi düşünce ve ilkeleri içeren tümden bir ulusal çağdaşlaşma, değişim ve dönüşüm modelidir.

"Kemalizm" terimi 1930'larda kullanılmaya başlanmıştır; çünkü soyadı kanunu ile Atatürk adının kabulü 1934 senesidir. Mecburen daha üstün olan Atatürk adı ile anılması geciksede 4 sene sonradır.

1934'de Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı, Türk kültürü ve Türkiye Cumhuriyeti'ni tanıtmaya yönelik olarak La Turquie Kemaliste (Kemalist Türkiye) dergisini yayımlamaya başlamıştır.

Atatürkçülüğü daha çok Kemalizm şeklinde kullanmak Türk adından rahatsız olan bölücülerin işidir. Çağdaşlık deriz, Akılcılık, Devrimcilik, Ulusalcılık-Milliyetçilik...v..b şekilde söyleriz, işte aynen bu söylenişe Türk diline uygun şekilde de Atatürkçülük deriz: Emperyalizmin kucağına düşmüş izmlerle değil, onların dilleriyle, ekleriyle, kökleriyle değil.. Kendi Türk Dili kurallarımızla bu zekamız işler, birbirimizi kucaklarız!..

Ne olursa olsun içerik hep aynıdır.

Ne var ki; bu yazılan ve söylenenleri büyük bir dikkat süzgecinden geçirecek olursak, bunların tek yanlı olarak inceledikleri, Atatürk-Atatürkçülüğü kendi görüş ve düşüncelerine göre, kendi karakter ve yetenekleri ölçüsünde yorumlamaya çalıştıkları görülmektedir.

Atatürk-Atatürkçülüğün ne olduğunu anlamak ve kavrayabilmek için herşeyden önce O büyük insanın fikir ve düşüncelerini, ilkelerini ve Türk İnkılâbının felsefesini anlayabilmekle ancak bir sonuca varabiliriz. Atatürk’ün felsefesinin ne olduğunun anlaşılması için de O’nun yaşantısının derinliklerine inmek zorunludur.

Atatürk-Atatürkçülüğü anlamak için, ciltler dolusu eserleri incelemeyenler bile, kendi kişiliğini kendi kalemiyle ve bütün gerçek anlamıyla söylemiş olduğu Büyük Nutku , söylev ve demeçleri iyice okuyup anlayarak, özümseyerek belirgin, gerçekçi bir sonuca ulaşabilir.

— Atatürkçülük gücünü gerçekçi, atılımcı ve sürekli oluşumdan almaktadır. Bu bakımdan sonsuza dek yaşayacak olan sürekli bir atılım ve ilerleme yoludur.

— Atatürkçülük demek, yurdunu, ulusunu canından daha çok sevmek demektir.

—Atatürkçülük, şahsi çıkarlarımızı memleket ve millet çıkarları üstünde görmemek ve düşünmemektir.

— Atatürkçülük akılcı ve bilimseldir. Atatürkçülüğün belli başlı niteliklerinden birisi de sorunlara akılcı ve bilimsel yaklaşımlarla çözüm aramayı istemesidir.

Atatürkçülük bir ülkü yolu olarak ilkokuldan itibaren ders kitaplarına geçirilmeli, gençlerimiz bu amaca göre eğitilmelidir. Düne kadar buna gereğince değinilmediği için bazı çevreler kendilerine göre yorumlar yaparak Atatürk-Atatürkçülüğü yanlış bir yönde anlatmaya çalışmışlardır. Fakat bunlar hedeflerine ulaşamadılar ve ulaşamayacaklardır. Çünkü, düşüncesi düşüncemizdir, yolu yolumuzdur.


Atatürk ve Siyaset

Atatürk ün siyasi bakış açısı ve uygulamaları hep Ulusal-Liberal bir politika olmuştur.

Devletçiliğin bizce anlamı şudur: kişilerin özel teşebbüslerini ve şahsi faaliyetlerini esas tutmak, fakat büyük bir milletin ve geniş bir memleketin ihtiyaçlarını ve çok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak, memleket ekonomisini devletin eline almak. (1936)

Prensip olarak, devlet ferdin yerine geçmemelidir. Fakat ferdin gelişmesi için genel şartları göz önünde bulundurmalıdır. (1930)

Kesin zaruret olmadıkça, piyasalara karışılmaz; bununla beraber, hiçbir piyasa da başıboş değildir. (1937)

Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur. (1923)

İç siyasetimizde ilkemiz olan halkçılık, yani milletin bizzat kendi geleceğine sahip olması esası Anayasamızla tespit edilmiştir. (1921)

Türkiye Cumhuriyeti halkını ayrı ayrı sınıflardan oluşmuş değil, fakat kişisel ve sosyal hayat için işbölümü itibarıyle çeşitli mesleklere ayrılmış bir toplum olarak görmek esas prensiplerimizdendir. (1923)

Yeni Türkiye devletinin yapısının ruhu milli egemenliktir; milletin kayıtsız şartsız egemenliğidir. Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitliğin ve adaletin sağlanması, istikrarı ve korunması ancak ve ancak tam ve kesin anlamıyla milli egemenliği sağlamış bulunmasıyla devamlılık kazanır. Bundan dolayı hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası milli egemenliktir. (1923)

Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından mahrumiyeti demektir. (1921)

İnsanları mesut edeceğim diye onları birbirine boğazlatmak insanlıktan uzak ve son derece üzülünecek bir sistemdir. İnsanları mesut edecek yegane vasıta, onları birbirlerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını temine yarayan hareket ve enerjidir. (1931)

Biz kimsenin düşmanı değiliz. Yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız. (1936)

Atatürk, devletçilik ilkesini şu şekilde açıklamaktadır: "Türkiye'nin uyguladığı devletçilik sistemi, on dokuzuncu yüzyıldan beri sosyalizm kuramcılarının ileri sürdükleri fikirlerden alınarak tercüme edilmiş bir sistem değildir. Bu, Türkiye'nin gereksinimlerinden doğmuş, Türkiye'ye özgü bir sistemdir. Devletçiliğin bizce anlamı şudur: Bireylerin özel girişimlerini ve faaliyetlerini esas tutmak; fakat büyük bir milletin bütün gereksinimlerini ve birçok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak, memleket ekonomisini devletin eline almak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk vatanında yüzyıllardan beri bireysel ve özel girişimlerle yapılamamış olan şeyleri bir an önce yapmak istedi ve kısa bir zamanda yapmayı başardı.

Bizim izlediğimiz bu yol, görüldüğü gibi, liberalizm'den başka bir yoldur"15. Görülüyor ki Atatürkçü devletçilik anlayışı, kalkınma sürecinde olan Türkiye'nin ekonomi siyasetinde devleti, yapıcı ve yönetici olduğu kadar düzenleyici bir unsur kabul etmektedir. Bu anlayışta devletin müdahalesinden çok, ekonomiyi birey ve devlet el ele geliştirmek, mümkün olduğu kadar az zaman içinde milleti refaha, memleketi bayındır hale getirmek için milletin genel ve yüksek yararlarının gerektirdiği işlerde, özellikle ekonomik alanda devleti ilgili kılmak söz konusudur. Kalkınma süreci içinde durum ve şartlara göre, bireysel girişimin yanı sıra kamu yararının söz konusu olduğu alanlarda devlete de görev yükleyen Atatürkçü devletçilik ilkesi, ekonomik alanda "karma ekonomi" kavramıyla ifade edilebilir.

Atatürk şöyle sesleniyor,
Özet olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenlerin, demokrasi esasından ayrılmamakla beraber "ılımlı devletçilik" ilkesine uygun yürümeleri, bugün içinde bulunduğumuz hallere, şartlara ve zorunluklara uygun olur.
Bizim izlemesini uygun gördüğümüz "ılımlı devletçilik" ilkesi, bütün üretim ve dağıtım araçlarını bireylerden alarak, milleti büsbütün başka esaslar içinde düzenlemek amacını izleyen sosyalizm ilkesine dayalı kollektivizm yahut komünizm gibi özel ve bireysel ekonomik girişim ve faaliyete meydan bırakmayan bunlar gibi bir sistem değildir.
1930 (Afetinan, M.B. ve M.K.Atatürk'ün El Yazıları, s. 447 - 449)


***

Ne dediler...

Atatürk, eskimiş bilimlerle boş yere kafasını yormamış olduğundan daha taze ve cesur düşünen bir önderdir. Kendisi için, bugünkü Avrupa’nın en güçlü Devlet Adamıdır diyebileceğimiz Atatürk, hiç şüphesiz devlet adamlarının en cesur ve orijinalidir.
Herbert Sideabotham, İngiliz Yazar

  • Hayatının sonuna kadar milleti'nin mutlak güveni ile kurduğu devletin başında muzaffer kumandanının kişiliği, eşi görülmemiş bir karakter örneğidir.
C. C. SFORZA, İtalya

  • Şaşırtıcı ve çekici bir kişi. Asker olarak büyük, fakat devlet adamı olarak daha büyük.
Japon Times

  • Çağının, belki de tüm tarihin en olağanüstü kişilerinden biri.
Egyptian Gazetesi, Mısır

  • Bizim aslımız rengi uçmuş bir kıvılcım iken, O'nun bakışı ile cihanı kaplayan ve aydınlatan bir güneş haline geldik.
İkbal, Pakistanlı şair

  • Atatürk, tarihte teşkilatçı bir dahi, bir milletin harikalar yaratan yöneticisi ve memleketinin kurtarıcısı olarak kalacaktır.
Independance Romaine Gazetesi, Romanya, 12 Kasım 1938

  • Savaş sonrasının en ileri gelen devlet adamlarından biri. Kendi başına bir klâs oluşturuyordu ve hemen her açıdan tekti.
The Fortnightiy, Londra

  • Devrin yüksek şahsiyetleri kitaplarda, konferanslarda Türkiye'nin asla değişmeyeceğini ve değişmeden öleceğini ilan etmişlerdi. Hâlbuki ölmeden değişti. Hem de kökünden ve baştan aşağı değişti. İnançlar, gelenekler, yöntemler yıkıldı. Son döküntülerini de yabancı zırhlıları ve kapitülasyonlar gibi memleketten sürüp attılar. Türkiye, ruhunu değiştirmişti. Tamamen ve tasavvur edilmesi mümkün olduğu kadar...
Raymond Cartier, Le Nouvelliste Gazetesi, Fransa

  • Bir milleti, uçurumun kenarından sarsılmaz azmiyle kurtaran, kuvvetlendiren, yükselten yöneticiler arasında Atatürk, en birincisidir. Timpul Gazetesi, 12 Kasım 1938
Çağımızda hiçbir isim Atatürk'ün adı kadar büyük saygı yaratmamıştır. Observer Dergisi, İngiltere
  • İngiltere önce, cesur ve asil bir düşman, sonra da sadık bir dost olarak tanıdığı büyük adamı selamlamaktadır.
Sunday Times Gazetesi, İngiltere
  • Atatürk, tarihte, memleketinin en büyük adamlarından biri olarak kalacaktır. Le Morgen Bladet Gazetesi, Norveç

  • Üstün iradesi, tükenmez cesareti ve eşsiz seziş ile hasımlarını dize getirdi. Fazilet ve ciddiyeti, üç yılda memleketine yalnız askeri değil, aynı zamanda tam ve doyurucu bir siyasi zafer kazandırdı.
F. Perrone Di San Martino, Yazar
  • Atatürk artık rahatça ölebilirdi. Madem ki ışık parlamakta, alev yanmakta ve memleket ilerlemekte devam ediyordu. Charles de Gaulle, Fransa
O, kişisel kazanç ve ün peşinde koşan basit bir diktatör değil, gelecek kuşaklar için sağlam temeller atmağa uğraşan bir kahramandı. Prof. Walter L. WRIHT, Almanya
  • Türkiye tarihi, bugün her zamandan çok Batı ve Avrupa tarihinden ayrılmaz bir haldedir. Ve Atatürk'ün bu yöndeki gayretleri sonuçsuz kalmamıştır. Memleketlerimiz arasındaki yüzyılları aşan dostluk, bu gelişmenin temel öğelerinden biridir. Charles de Gaulle, Fransa
  • İnsanı teslim alıcı fevkalade önderlik kuvveti vardır. O, tetiktir, hazır cevaptır, dikkati çekecek kadar zekidir.
Gladys Baker, Gazeteci, ABD

  • Karşımdaki bu büyük adamda, keşfettiğim bu büyük meçhulde maharet ve karakter o kadar iyi işlenmişti ki, sözlerinde hiçbir şüphe aranamazdı.
Claude Farrère, Fransız Yazar
  • O, kendi milleti ve beşeriyet âlemi için beslediği muhabbetle, bir dâhinin neler yarattığına dair, cihana fevkalade heyecanlı bir sahne seyrettirmektedir.
Herbert Melzig, Alman Tarihçi
  • Almanya, ATATÜRK'ün eserine ve mücadelesine hayrandır. Onda, tarihi eseri, özgürlüğü seven bütün milletler için bir sembol olarak kalacak kudretli bir kişilik görmektedir. Berlin, Alman Ajansı

  • Eski Osmanlı imparatorluğu bir hayal gibi ortadan silinirken, milli bir Türk Devleti'nin kuruluşu, bu çağın en şaşırtıcı başarılarından birisidir. Mustafa Kemal, yüce bir eser ortaya koymuştur. Atatürk'ün parlak başarısı bütün sömürgeler için bir örnek olmuştur.
Prof. Maurice Beaumont, Fransa

Çelik gibi azim ve gayreti, uzağı gören akıl ve hikmetle birleşmiş olan bu gerçek halk önderi ve devlet adamı; Anadolu dağlarının en uzak ve ıssız köşesindeki köylere bile başka bir ruh aşılamıştır. Illustrierte Dergisi, Almanya

  • Istırap çeken dünyada barış ve esenliği yeniden kurmak ve insanlığın yalnız maddi değil, manevi gelişmesini sağlamak isteyenler Atatürk'ün iman verici ve yön göstericiliğinden örnek ve kuvvet alsınlar.
Herbert Melzig, Alman Tarihçi

İnsanlığın bütün belirtileri O'nda kendini hemen gösteriyor.
Noelle Gazetesi, Fransa
  • Bugünün Türkleri, yüzyıllar önce Avrupa’yı titreten canlı millet durumuna erişmiştir. Ve bu akşam O büyük ölünün başında bekleyen Türkiye, güçlü ve dipdiri Türkiye'dir.
Pierre Dominique, Fransız Gazeteci
  • Çok büyük bir adamdı. Bir siyasi dahiydi.
Fransiz Excelsior Gazetesi
O, benzeri olmayan bir devlet adamı idi. Diktatörlerin tahammül edemediği serbest bir nizamla, demokrasilerin başaramadığı ve başaramayacağı işler yapmıştır. Tarihte böyle adamlar devirlerine kendi adlarını vermişlerdir.
Word Price, İngiltere

  • Akıllı ve barışçı yöntemlerle gerçekleştirdiği eseri halkların tarihinde izlerini bırakacaktır.
Albert Lebrun, Fransız Cumhurbaşkanı

  • Bu, insanlığa denenmiş bir felsefe örneği olarak sunulabilir. Atatürk yüzyıllara sığabilecek işleri on yılda tamamladı.
Gerard Tongas, Fransız Yazar
O genç ve dahi Türk şefinin o esnada Çanakkale’de bulunması, müttefikler bakımından talihin en acı darbelerinden biridir.
Alan Moorehead, İngiliz Yazar
  • O, yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın azametini kavrayabilmek için, O'na çok uzaklardan bakmak gerekir.
Claude Farrère, Fransız Edibi

  • O, Türkiye'nin önceki kuşaklarından hiç birine nasip olmayan özgürlük ve güven dolu bir hayat sağladı. Başarıları, Türkiye'nin Avrupa devleti olmasını sağladı, yakın doğunun tarihini değiştirdi.
Times Gazetesi, Ingiltere

  • O, olmasaydı modern Türkiye olmazdı. O'nun sayesinde Türkler, O'nun olağanüstü eserini izleyebilecekler ve zaten dünyaca pek yüksek olan onurlarını daha fazla yükseltebileceklerdir.
Nya Dagligt Gazetesi, İsveç

  • Herhangi bir olayı derinliğiyle kavramak, çıkar yolu görüp birdenbire harekete geçmek iktidarı, O'nun eşsiz otoritesinin başlıca kaynaklarından biridir.
Grace Ellison, İngiliz Gazeteci, 1923


kaynakça:
http://tr.wiktionary.org/wiki/Atatürkçülük
http://tr.wikiquote.org/wiki/Atatürk
http://tr.wikiquote.org/wiki/Atatürkçülük